Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı İstanbullar
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
Ki Karakoy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik
Görünmez şeylerle savaşmak ne kadar da zor,
Hele ki geçmişinle...
Diğer yolları düşünmek, olasılıkları hayal etmek, nerede hata yaptığını anlayabilmek zor.
Yara izleriyle ve onların olur olmadık yerde kanamalarıyla yaşamak zor.
Ah be kardeşim,
Bulmak kolay da elde tutabilmek zor...